Teknoloji

Türkiye’de Eroin Devlet Tarafından Yasal Olarak Üretilip Satılırken Ne Oldu Bir Birden Yasaklandı?

Zaman içinde İstanbul “eroinin başkenti”Bırakın ne olduğunu bilmek şöyle dursun, şu anda ismi anılamayan bu element, ayda ortalama üç ton üretim kapasitesine sahipti.

Peki bu tehlikeli unsur nasıl yasaklandı?Daha doğrusu o dönemde fabrika kurmak nasıl yasaldı?

Osmanlı döneminde afyon, ihracat gelirlerini artıran ve ekonomiye önemli katkı sağlayan değerli bir ticaret malıydı.

Ancak burada göze çarpan şey; Uluslararası ticaretin ana aktörleri Türkler değil, İngiliz ve Amerikan şirketleriydi. Bu da ülkenin asıl gelirinin onlardan geldiğini gösteriyordu. Cumhuriyet döneminde bile Türkiye’nin önde gelen İhraç ürünlerinden afyon,Yıllarca Osmanlı dönemindeki güçlü rolünü korumuştur.

Binlerce yıldır keyif verici özelliğiyle bilinen afyon bitkisi, tıp dünyasının da ilgisini çekti. Alman eczacı Friedrich Sertürner1804 yılında bu bitkiden bir bileşik elde ederek ona mitolojideki uyku tanrısı Morpheus’tan ilham alarak “morfin” adını verdi.

Morfin kısa sürede tıpta yaygın olarak kullanılmaya başlandı ancak bağımlılık dezavantajı göz önüne alındığında laboratuvarlarda morfinin yerini alacak. Etkili ancak bağımlılık yapmayan ilaç arayışı başladı.

1874’te İngiliz Charles Romley Alder Wright’ın icadı, 1898 yılında Almanya’daki Bayer firmasının laboratuvarlarında ticari olarak satışa sunulan bir ürün haline getirildi. Felix Hoffmann, Bayer laboratuvarlarında diasetil morfini geliştirdi.

İnsanlar diasetil morfin kullandıklarında kendilerini harika hissettiklerini anlattılar.

Bayer, bu ilacı “Eroin” 1898 yılında piyasaya sürdü ve bu ilaç büyük bir marka haline geldi. Evet yanlış okumuyorsunuz. Eroin tıp uzmanları tarafından da desteklendi ve klinik deneylerle morfin bağımlılığını azalttığı açıklandı.

İki yıl içinde Bayer’in ürünü pastiller, suda çözünen tabletler ve öksürük şurubu gibi çeşitli formlarda her yerde bulunabiliyordu. Aylık eroin üretimi bir tona kadar ulaşmış. Bu ilaç ekmek gibi eczanelerde ve hatta marketlerde kolaylıkla bulunabiliyor ve insanlar tarafından denetimsiz tüketiliyordu.

Afyon ve morfine yönelik alınan önlemler başta ABD olmak üzere birçok ülkede gündeme geldi.

afyon hakkında İlk uluslararası toplantı 1909’da Çin’in Şangay kentinde yapıldı.Toplantıda tıbbi ihtiyaçlar dışında üretim, kullanım ve ticaretin yasaklanması konusu görüşüldü.

Osmanlı Devleti, Şanghay Konferansı’na davet edilmesine rağmen katılmadı. Bu nedenle 1 Aralık 1911’de Lahey’de düzenlenen daha kapsamlı bir uluslararası konferansa katıldı. Afyonun ana üreticisi ve işleyicisi 12 eyalet bir araya geldiAncak bu konuda yine fikir birliği sağlanamadı.

Hollanda’nın daveti üzerine 1913 yılında ikinci kez düzenlenen konferansa bu kez 24 ülke katıldı. Bu konferansta ABD’nin etkisi altındaki ülkeler İç hükümlerini etkileyen değerli bir hukuki altyapı oluşturuldu.

Osmanlı Devleti ekonomik kayıplara uğrayacağı gerekçesiyle sözleşmeyi imzalamak istemedi.

Krizin ardından sözleşme Osmanlı İmparatorluğu ve Sırbistan dışında başka ülkeler tarafından da uygulanmasına karar verildi. Eroinin ülkeye ekonomik katkısı yıllarca devam etti. Cumhuriyet kısmına girdiğimizde bile Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’dan miras aldığı direnişi sürdürdü.

O zaman Türkiye’nin sanayisi zayıftı Ticaret ağırlıklı olarak ithalata dayalıydı. Savaşın etkileri henüz bitmedi. Bu güçlü dönemde tarım ürünleri ihracatı ekonomi için değerli bir alternatif oluşturdu.

Afyon Dönüm başına en yüksek geliri sağlamak Tarımsal bir çalışmaydı. Anadolu’da köklü bir geçmişe sahip olan ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaygın olarak yetiştirilen mavi haşhaş, yüksek morfin içeriğiyle dünya çapında ilaç fabrikalarının aradığı karlı bir tarım ürünüydü.

Genellikle de İzmir, Aydın, Manisa, Karahisar, Kütahya, Eskisehir, Konya, Malatya, Kırklareli, Edirne ve Tekirdağgibi illerde üretildi.

Dünyanın en kaliteli afyonu Türkiye’de yetiştirildi ve serbestçe pazarlandı.

Eroin üretimine ilişkin herhangi bir yasal kısıtlamanın bulunmaması, büyük kaçakçılık planları için cazip bir fırsat yaratıyordu. Türkiye’yi ziyaret eden girişimciler, İstanbul’da 3 eroin fabrikası kuruldu yıllardır üretim yaptıklarını pek kimsenin bilmediğini gördüler. Peki bu fabrikalar nasıl kuruldu?

1926’da Japon Taksim’deOriental Products Company adında bir şirket kurarak üretime başladılar. İkinci eroin fabrikası 1929 yılında Ecza-i Tıbbiye ve Kimyeviye (ETKİM) tarafından kurularak Eyüp’te faaliyete başlamıştır. Üçüncü fabrika ise 1929 yılında Türk İlaç ve Kimya Kurumu (TETKAŞ) tarafından Kuzguncuk’ta kuruldu.

Bu fabrikaların ortak özelliği uluslararası uyuşturucu tacirlerinin ortağı olmalarıydı.

Yasal boşluklar ve kontrol eksikliği nedeniyle İstanbul hızla “eroinin başkenti” oldu. 1929 yılında Türkiye’deki 27 sanayi şirketinin toplam sermayesi 10 milyon lira iken, eroin fabrikalarının elde ettiği kârlar bu rakamları gölgede bırakmış ve dayanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Fabrikaların yıllık bütçesi 4 milyon lirayı aştı, elde edilen kârlar her türlü kontrolü aşabilecek bir güce dönüştü.

Fabrikaların denetlenmesinden sorumlu Sağlık ve Sosyal Refah BakanlığıEtkisiz olduğu açıkça görüldü.

1930’lu yıllarda Amerikan gazeteleri “Bizim Türkiye sorunumuz”başlığıyla haber yapmaya başladı ve Türkiye’yi yasa dışı uyuşturucu üretimi ve ticaretinin merkezine yerleştirdi.

Bu haberde Türkiye’nin Lahey ve Cenevre sözleşmelerini imzalamadığı, “Uygar dünyanın dışında davranış” Olarak vurgulandı. Bu durum önce ABD’de, ardından Avrupa’da boykota dönüştü.

Türk mallarını önemli ölçüde etkileyen küresel boykotun ortasında, zaten büyük bir dünya krizinin etkisi altında Türkiye ekonomisi önemli ölçüde etkilendi.Hem Amerika’da hem de Avrupa’da Türkiye’den gelen tüm mallar gümrüklerde sıkı bir şekilde kontrol ediliyor ve bazen günlerce süren bürokratik işlemlere tabi tutuluyordu.

Bu dönemde yabancı basında Türkiye’yi uyuşturucuyla suçlayan haber ve yazılar arttı.

Tan Gazetesi, 1937.

Bu durum, 9 Ocak 1931’de Cenevre’de başlayan Milletler Cemiyeti Afyon Komisyonu toplantısında da etkili oldu. Türkiye’nin ilaç üretimi Ticaretteki rolü ve ticaretteki rolü komisyonun odağındaki tartışmaları oluştururken, komisyon raporunda Türkiye’yi suçlayan ifadelere yer verildi. Bu dönemde Cenevre’deki Türk heyetinin başkanlığını Kuzguncuk’taki eroin fabrikasının yönetim kurulu başkanı Hasan Latife yapıyordu.

20 Mayıs 1931 tarihli bir kararname ile eroin fabrikalarının faaliyetleri yeniden düzenlendi.Bu kararname fabrikaların üretimi, ihracatı ve satışı üzerinde sıkı kontrol ve kısıtlamalar getiriyordu.

Özellikle fabrika sahiplerinin kaçakçılık gibi yasa dışı faaliyetlere karşı kontrolleri artırılarak, Ceza Kanunu’nun 403’üncü maddesine göre cezalandırılması öngörülüyordu.Bir başka kararnameyle de Eyüp’teki TESİRİM eroin fabrikası kapatıldı.

Atatürk bu konuyla ilgili olarak 23 Aralık 1932’de kabine toplantısı yaptı.

Toplantıda Lahey ve Cenevre anlaşmaları kabul edildi, Kapatılan eroin fabrikalarının yeniden açılmasını engelleyecek önlemleri içeren bir program açıklandı.Ancak TBMM’de bu programın yasalaşmasında engellerle karşılaşıldı.

Uyuşturucu ve kaçakçılık lobisi; Bu kurulda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Hasan Latife, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve Cumhuriyet Gazetesi sahibi Yunus Nadi gibi etkili isimler yer alıyordu. Her ne kadar bu duruma engel olsalar da, bu lobinin bir yıl süren engellemelerinin ardından beklenen yasa nihayet 14 Ocak 1933’te çıkarıldı. Uluslararası baskılarla Türk hükümeti, 1933’ten bu yana Haşhaş ekimine ciddi bir kısıtlama getirdi.

1936’da Haşhaş ekimi yapılan il sayısı 62’den 17’ye çıktı Afyon üretimi ise yılda 200 bin tondan 80 bin tona düştü. 31 Mayıs’ta Ekonomi Bakanlığı bünyesinde Narkotik İlaç Tekeli kuruldu. Durum; Afyon, morfin ve türevlerinin üretim, ihracat ve ithalatını tekeline alırken, yurt içi ham afyon ticaretini de serbest bıraktı.

Bu şu anda dünyada tehlikeli bir durum. uyuşturucu eroinEn azından yasal olarak ülkemizden çıkış hikayesi böyle başladı ve böyle bitti.

Kaynaklar: ATAD, Dergipark, İnönü Vakfı

Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili diğer içeriğimiz:

haber-yuregir.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu